BÜTÜN YÖNLERİYLE BOZCAADA
Kitaptan bir kesit: "... Bayramlarda 4-5 arkadaş bir araya gelir kurama yapardık. Kurama; birkaç kişinin para katmasıyla yemek hazırlamak ve hep beraber yemektir. Kuramayı ekseriya Değirmen Bayırı’nda yerdik. Topladığımız parayla biraz et bir miktar pirinç alır, gövece koyarak Yalı Cami’nin yanındaki fırına verirdik. Herkes evinden kaşık getirir, ekmek temin eder, böylece hep beraber yemek yer sonunda muhtelif oyunlar oynardık. Bir sene kuramayı Taşada'nın yanında batmış olan Ankara vapurunun güvertesinde yedik. O zamanlar İstanbul-İzmir arasında yolcu ve yük taşıyan Ankara vapuru, bir gece Taşada yanında karaya oturmuş. Taşada, Bozcaada Limanı ile Poyraz Limanı arasında, sahile 150-200 metre mesafede kayadan ibaret bir adadır. O zaman dinlediğimiz hikayeye göre Ankara Vapuru İzmir'den gelirken gece Bozcaada civarında kaptanın sarhoşluğu yüzünden karaya oturmuş. Kaptan Taşada'yı kayık zannetmiş.
Birkaç defa düdük çalarak yolundan çekilmesini istemiş. Fakat hızla gelip kayaya çarpmış, tehlikeli bir şekilde yara aldığından kurtarılamamıştı.
O zamanlar henüz güvertesi, kaptan köprüsü filan su üstündeydi. İşte biz bayramda yaptığımız kuramayı bu vapurun güvertesinde yedik. Bir sandalla kürek çeke çeke Ankara vapuruna gittik. Güzelce karnımızı doyurduk ve akşam üstü yine sandalla Ada'ya döndük. Diğer bir bayramda da kurama için Anadolu kıyısındaki Fener Adası'na gittik. Fakat bu gidiş maceralı oldu. Temin ettiğimiz bir sandala kürekten bir direk ve eğreti bir yelken yaptık. Kuramamızı da hazırladık. Ver elini Fener Adası. Gidiş gayet normal oldu. Fener binası ve kulesini gezdik. Yemeğimizi yedik. Hatta hiç unutmam ada soğanı bile toplayarak yemekle beraber yedik. Fakat birden hava bozdu. Şiddetli bir lodos denizi karıştırdı. Derhal sandala binerek Bozcaada'ya dönmek istedik. Fakat bocalamaya başladık. Lodosun oralarda ne kadar korkulu olduğunu denizciler bilir. Kürek bile çekemez hale geldik. Derken limandan büyük bir yelkenli kayık çıktı. Bize doğru..."
